15.03.2007

PAPATYALAR VE YASAK RENKLER!!!


Kendime ödeyecek birkaç borcum var,
onları ödeyip gelicem..

Öncelikle olur olmaz her insanı abarttığım,
gerektiğinden fazla değer verip,
olmayacak insanları övdüğüm için.
İstediğim kadar sevdiğimi belli edemediğim insanlar için bir de..
( bkz güllerin peşinden koşarken ezdiğin papatyaların farkında olmamak )

Yaşarken,
"çok kötü bir şey yaşıyorum,
bi an önce bitsin bugün"
dediğim bir sürü günün,
çok güzel olduğunu anladığım zamanlar gibi aslında..

Çok yakın bi tanıdığım,
bi gece nezarette yatmış..
Birkaç arkadaş girmişler içeri,
suçsuz yere..
Ama sabaha kadar bekleyecekler elleri mahkum..
Üstelik Fransa sınırındalar..
O andaki psikolojileri tabii ki,
o gecenin bir an önce sona ermesini istemek..
Ama ertesi sabah fark ediyorlar ki,
hayatlarında hiçbir gün o derece gülmemişler..
Yıllar sonra bile,
"ömürlerinde en çok güldükleri gece" olarak anlatıyorlar bu anıyı..

Yaşanmamalı mıydı?
Belki..
Ama demek istediğim şu,
yaşadık diye bin pişman olduğumuz bir çok şey,
hayatımıza gerçek rengini veren değer olabilir aslında..
Düz beyaz bir hayat istemiyorum ben..
Lekesizliği reddediyorum..
Avuç avuç kırmızılar atıyorum sıkıcı beyazlığın üzerine,
maviler,
turuncular,
masum günahların pembeleriyle boyuyorum..

Varsın birilerinin çok hoşuna gitmesin,
kimin umurunda??



Hiç yorum yok: