29.12.2006

ANNEMLER GİTTİ BEN İSTANBUL' U BEKLİYORUM!!


Annemler bugün 3 gibi Uzakdoğu' ya uçtular.
Uzakdoğu' ya diyorum çünkü,
nereye olduğunu tam bilmiyorum.
Telefonda annem :
- Ay Singapur, Hong Kong, Kuala Lumpur filan gezicez işte, adyöööö,
diyip kapattı.

Bendeniz buralarda çok boynu bükük kaldım efemmm..
"Sen neden gitmedin?"
sorusunun tek cevabı,
yeni yıla sefkilim ve arkadaşlarımla girmeyi tercih etmemdir..
Bayram tatilimi de öyle geçirmek istiyorum
( kavga edip birbirimizin kafasını gözünü patlatmazsak! )

Ben de böyle huzur buluyorum napiim..
Saat 12' yi geçerken,
sefdiğimden binlerce km uzakta,
çekik gözlü bi sürü insanla anlamsız bi coşku içinde olmak istemiyorum..
( aslında gitsem Uzakdoğu' ya bayılacağımı biliyorum da,
teselli şeysi yapıyorum işte idare edin )

Hem geçen yıl vatanı bekliyordu kendisi,
yani askerdi,
( o yüzden rahat uyuduk 6 ay hepimiz,
aşkım askerdeyken hiç bi şi olmaz memlekete diye )
Yaaani üzüntülü bi yılbaşıydı..
dua edin bu yılbaşı ve bütün sene güzel geçsin..
( zaten oldum olası tek sayılı yılları severim
2007 de öyle malum! )

Sizlere mutlu bir yılbaşı ve huzurlu bir bayram dilerken,
huzurlarınızdan ayrılmadan evvel,
büyük ihtimalle bayram sonrasına kadar görüşemeyeceğimizi belirtmek istiyorum..

Saygılar derinden ve bitimsiz :)

 

KANYON VE KAYAHAN ÜZERİNE...

 
Kanyon' a gidenler, üşüyormuş!!!
Bravo yani,
ancak soğuktan deriniz tavuk poposu gibi olunca mı fark edebildiniz!
 
Başta "benimki" olmak üzere,
Kanyon' a bayılan,
pek bi modern,
aman da ne şahane bulan herkesin aksine,
gider gitmez ilk tepkim şu olmuştu:
- burada alışveriş yapılamaz!!!
- niye ki?
- alışveriş merkezi rahatlığı yok ki burada. üşürsün bi kere
- ısıtmalı olacakmış kızım
- eee yanı açık? rüzgarı yağmuru nasıl engelleyecekler
- ya süper sistem yapıyolarmış!
 
hıı yaptılar!
nedense herkes donuo ama!
yaaani bunu söylemek istemiyorum ama,
yine söylüyorum:
ben demiştim!!
 
***
 
Nilüfer,
temyiz sonuçlanana kadar Kayahan şarkılarını söylemeye devam edecekmiş..
Ben bu küslükte,
nedense Kayahan' dan yanayım..
Aralarında ne olduğunu bilmesem de,
içim öyle diyor..
 
İlkokuldaydım..
Yaz tatiliydi...
Bodrum' a gitmiştik..
Kale' de Kayahan Konseri vardı..
Ben büyürken bizim evde
annemler tarafından en çok sevilip
dinlenen insanlardan biriydi ama,
ben pek de ilgili değildim kendisiyle.
Michael Jackson vardı yani lütfen!
O yüzden annemler "gideceğiz" dediğinde
"kesssin sıkılıcam" demiştim içimden..
 
Bodrum Kalesi' ne de ilk girişim...
Annemler gediklisi tabii.
Ben acayip etkilenmişim atmosferden..
Bi saat filan bekledik orada konser öncesi..
Ali Atik - Ayşegül Atik o zaman popülerdi..
Onlar da geldi izlemeye
ve ilgi yüzünden yerlerine geçişleri hayli zor oldu..
Arkalarından Halit Kıvanç gelip aldı protokoldeki yerini
( o zaman da bugün olduğunun aynıydı )
 
Sonra Kayahan çıktı sahneye..
Ben ilk 1-2 şarkı boyunca playback konser zannederek izledim adamı..
Neden sonra farkettim canlı söylediğini..
O kadar hatasızdı..
Öyle muhteşemdi işte..
Konser sonunda hayatımın ilk "bis" ini de yaşadım..
Seyirci öyle yoğun alkışladı ki,
sahneye dönmemesi olanaksızdı zaten Kayahan' ın..
 
"Tek şarkı için döndüm ama" dedi..
"Hangisini en çok istiyorsunuz?"
Kalabalıktan sesler yükseldi..
Sonunda seyircilere doğru iyice yaklaştı..
Orkestraya çalmamalarını işaret etti..
Eline gitarı alıp,
iki eliyle başının hizasına kadar kaldırdı,
ters çevirdi
Sonra bütün gücüyle gitarın arkasına vurarak,
"hep karanlık" ın introsunu yaptı..
Ve
"hep karanlık,
hep karanlık,
yeter artık yeter,
bir avuç karbeyazı bir adım yol bana!!"
diye öyle bir girdi ki şarkıya,
hepimiz avucunun içindeydik artık..
 
Onun gitara vurarak tuttuğu ritmi
biz avuçlarımızı patlatarak taklit ediyorduk şimdi..
Şarkı korkunç bir coşku seli içinde hep bir ağızdan söylendi..
Sonra Kayahan bize dönüp:
- Böyle bir seyircim hiç olmamıştı.. Daha kalabalık konserler verdim ama böylesini hiç yaşamadım.. Müthişsiniz.. Görüntülerinizi klibimde kullanacağım, dedi..
 
Belki her konserinde söylediği şeylerdi,
belki hissetmeden söyledi,
ama ben çocuk kalbimle her kelimesine inandım..
 
Ve büyüyüp,
kendimi en rocker zannettiğim,
siyah kıyafetlerle,
yaz kış postalla gezip,
sürekli metal dinlediğim dönemde bile,
Kayahan' a hep bi yer ayırdım..
 
Belki şiiri sevdiğimden,
sözlerindeki şiire aşık oldum..
Çünkü ben de odalarda ışıksızdım,
sarı saçlarımdan ben suçluydum,
kapımda akşam gülleri matemiyle tutuşuyordu birilerinin,
hem gerçekten inanıp sevseydi,
gece 3-5 nöbetlerine dikmezdi beni,
ya da bir daha böyle sevecek olsam bir kalemde silerdim onu!!!
 
Bazı şarkılarında hep birilerini düşündüm,
bazı şarkılarında da birileri beni düşündüğünü söyledi..
İnsanlar gelip geçti,
aşklar,
yüzler değişti ama,
benim duygularımı yaşayışımla,
onun  şarkıları arasındaki paralellik hep devam etti..
 
Hele Kızıl Siyah Bulutlar!!
Öyle çok patlamış,
listelere tırmanmış bir şarkısı değildi,
ama benim en sevdiğimdi!
Hala da öyle ve sanırım hep öyle kalacak..
 
ben mi tuttum güneşi doğmasın diye?
doğmadıysa güneşin suçlu ben miyim yine?
sonbahar yaprağıyım,
peşimde rüzgar.
dinmiyor gözyaşlarım
suçlu bomboş umutlar!
kızıl siyah bulutlar, sevdadır bu dediğim..
anlatsam anlamazlar, sevdadır..