17.01.2015

OĞUL KOKUSU, OĞUL KORKUSUNA..


Canım oğlum,
bu yazıyı kimse için değil ikimiz için yazıyorum.

Canım yavrum, sen karnımdayken, doğmana çok az kalmışken,
bir gece bir kaç saat hiç hareket etmedin.
Öyle çok korktum ki hayatımda daha önce adına korku dediğim şeylerin anlamsızlığını fark ettim.

Bir an aklımdan senin içimde kalbinin durduğu düşüncesi geçiverdi.
O an sadece babana "bu çocuğa bir şey olduysa ben yaşayamam" diye haykırıp ağlamaya başladım.
Hastahaneye giderken yol boyunca ağladım.
Nöbetçi kadın doğumcu sana ultrasonda bakıp kalp atışlarını gösterinceye kadar ben mezardaydım.
Sen o minicik kalbinin atışıyla beni mezardan çıkardın.
Bir de NST'de sesini duyurdular.
Yarım saat dinlemeye doyamadım.

Eğer sana bir şey olsaydı ben de o gece ölecektim, yemin etmiştim içimden.
Sonra sezaryenden beraber çıkamazsak da öleceğimi hissettim.
3 gün önce 1 aylık oldun.
Bu arada kaç kez doktora gittik.
Ateşin yükseldi, hafif sarılığın vardı.
Ben yine tüm hastahaneye rezil olma pahasına saatlerce ağladım,
test sonuçların gelene kadar.

Annelerin gözünün yaşı hiç dinmezmiş derler.
Sanırım bu ona bir şey olursa yaşayamayacağını bilmekten geliyor.
Şunu bil ki biz artık tek kişiyiz bebeğim.
Sana bir şey olursa ben yaşamam.
O yüzden sana yalvarıyorum hep sağlıklı ol, yanımda ol, sakın beni bırakma.
Ben seni ölene kadar hiç bırakmayacağım oğlum.
Sakın benden önce bir yerlere gitmeye kalkma.
O kadar küçüksün ki seni kaybetme korkusu içimden hiç gitmiyor.
Sana bir şey olacak diye öyle titriyor ki içim, hala seni her emzirdiğimde yüzüne bakarken gözlerim doluyor.
Ya böyle bir an hiç olmasaydı ya onu hiç kucağıma alamasaydım diye aklıma getirip getirip ağlıyorum.
Bu psikoloji normal değil belki ama böyle hissediyorum.

Sen beni anla ve hiç bırakma olur mu canım yavrum.
Ben sensiz yok olurum.