30.04.2007

HAFTASONU YAPTIKLARIM!!!


Merhaba canlar,
2 günlük güncelleyememe hadisesinin ardından,
yepyeni ve dopdolu bir gündemle karşınızdayım.
( bak bak bak )

Yazacağım yine haftasonu raporu olacak,
yine "şuraya gittim bunu yaptım" minvalinde olacak,
ancak bu kez en sonda yaptığımı,
en başta söyleyeceğim,
zira yazının sonuna kadar söylemezsem,
beklemekten şişeceğim:
Evet,
ben dün mitinge gittim!!
Rahatladım,
deşarj oldum,
mutlu oldum döndüm!
Şimdi,
ayrıntılar yazının içinde,
biz gelelim cumartesiden itibaren gerçekleşenlere..

Aslında cumadan itibaren gerçekleşenlere demeliydim.
Çünkü bıraktığım yer orası.
Dediğim gibi,
her daim demokratiklikten yana olmakla birlikte,
bir ülkede hem başbakanlığın,
hem meclis başkanlığının,
hem cumhurbaşkanlığının aynı
"ellerde" olması durumunda,
ne çapta bir demokrasiden söz edebiliriz +
bu kişilerin milli görüş temsilcisi olup
içlerinde bulundukları 3 partinin "irticai faaliyetten" kapatıldığı bir gerçek.


"laiklik elden gidiyormuş! giderse gitsin! millet isterse tabii gidecek"
diyenlerdenseniz,
sizin için nema problema!

Toplumsal uzlaşmadan,
herhangi bir konsensüs yaratma çabalarından o kadar uzaklaşmıştık ki,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerimiz bile mahkemelik oldu.
Neyse,
cuma akşamı Ceviz Kabuğu’ nu izlerken,
Hulki Cevizoğlu birdenbire Genelkurmay’ ın bir açıklama yaptığını,
onu okuyacağını söyledi.
Baştan olayın önemi kavranamamakla beraber,
satırlar ilerleyip yazının ana fikri iyice anlaşılınca,
bunun muhtıradan farksız bir açıklama olduğu hızla fark edildi
ve bütün haber kanalları gece boyunca bu olaya kilitlendi
( ve tabii ben de )

Darbe yanlısı,
darbe isteyen bir insan değilim,
hatta geçmişteki darbelerle ilgili ailemle kavga edip,
aramı açmışlığım
"komünist oldu çocuk" diye kendileri tarafından defalarca tespitlere maruz kalmışlığım vardır.
Yine istemiyorum,
ama askerin bu süreçte tavrını ortaya koymasını,
"biz varız" demesini çok şaşırarak karşılayamıyorum.


Zaten şu an ordu herhangi bir şekilde darbe yapmış değildir.
Sadece koskoca bir ülkenin Cumhurbaşkanını
tüm uzlaşma çağrılarına
ve orta nokta bulma arayışlarına kulak tıkayarak
"dediğim dedik çaldığım düdük" anlaşıyla seçmeye çalışanlara,
"halka gidin" denmiştir.
Yani asker hükümeti "sine-i millete" davet etmiştir ki,
millet iradesi zaten demokrasinin ta kendisidir.

Demokrat olduğunu söyleyenlerin de,
halka gitmekten,
demokratik seçime gitmekten kaçınması,
anlaşılamayacak bir şeydir.

Neyse efendim,
Cumartesi günü sevgiliyle yine Taksim’ deydik,
Bir şeyler atıştırıp Glora Jeans’ te
apple pie’ larımızı yiyip lattelerimizi içtik.
Ardından da,
sinemaya gidip,
Hasat Zamanı’ nı izledik.

Bu filme aslında
Hilary Swank’ in yüzü suyu hürmetine gittik,
kendisinin daha önceki filmlerini izleyip beğenmişliğimiz vardı çünkü.
Fakat filmi hiç beğenmedik,
saçma ve klişe bulduk,
Hilary Swank’ in kredi notunu da bir seviye indirdik.
( iyi ettik )

Filmden sonra "şöööyle" bi göz atmak için Megavizyon’ a gittik
ve ilk kez Megavizyon’ un içindeki cafede oturduk.
Ben,
ısrarla kahvesiz gelmesini istediğim
"meyveli serinleticim" yine kahveli gelince
ve onu geri gönderip yerine aldığım içeceğim de yoğun bir yağ kokusu içerince biraz gerildim.
Saat 20:00 gibi
"ulan bütün gün neler oldu acaba, hiç takip edemedik" duygusunun verdiği televizyon izleme isteğine karşı koyamayarak
evlerimize dağıldık.

Hükümetin
"takmıyoruz" bazlı bi açıklama yaptığını görüp,
"hmmmm daha da gerilecek demek ki ortam" dedikten sonra,
mitinge gitmeye kesin karar verdik.

Ben o gece evde Makina' yı izleyip Okan Bayülgen’ i mitinge geniş yer ayırdığı için,
olayı görmezlikten gelmediği için tebrik ettikten sonra,
oldukça geç bir saatte uyudum.

Sabah kalkıp,
yıldırım hızıyla hazırlanıp,
kahvaltı bile etmeden evden çıkarak Mecidiyeköy’ e gittim.
Orada sevgilimle buluştum,
o bayrağını almıştı zaten,
ben de kendime hemen bir bayrak edindim
ve Çağlayan’ a doğru yürümeye başladık.
Tabii buna yürümek denilebilirse.
Milim milim ilerledik desek daha doğru.
Önlerinden geçtiğimiz apartmanların balkonlarına
pencerelerine çıkmış insanlar bize el sallıyor,
bayraklarını gösteriyor,
bazılarıysa ağlıyordu.
Bir üzerimize çiçek yağmadığı kaldı
( ki belki de yağdı? )

Kimse birbirini ezmeden,
kavga – taciz - izdiham gibi ilkellikler yaşanmadan,
şarkılarla,
sloganlarla,
bayraklarımızla meydana kadar geldik.

Belki televizyonlarda gördünüz,
medyadan takip ettiniz,
ama söylüyorum size,
orada olmanız lazımdı!
Öyle büyük bir güzellikti ki,
öyle bir büyüydü ki!
Kendinizi kaybedip orada günler geçirebilirdiniz,
öyle muhteşemdi!

İstemediğimiz ne varsa hepsinizi haykırdık,
hepimiz o meydanı pırıl pırıl ışıklara boğduk.
Ve çok mutlu olduk.

Mitingden ayrıldığımızda,
yorgunluktan ne yapacağımızı şaşırmış vaziyetteydik.
Bir taraftan da,
televizyonda nasıl göründüğümüzü merak etmekteydik.
Çok muyduk sahiden?
Ankara’ yı geçmiş miydik?
Evden bilgi alamamıştık,
çünkü cep telefonlarımız miting alanında kullanılamaz haldeydi.
Mecidiyeköy’ e kadar yürüyüp,
çarşı içinde "televizyonlu" bi lokantada bi şiyler yedik.
Kanaltürk’ ü kısa bi süre de olsa izleme olanağı elde ettik
ve 2 milyon - 3 milyon gibi rakamların telafuz edildiğini işittik.


Sonra bu yorgunluğu ancak bi sinemanın rahat koltuklarına yayılarak atabileceğimizi düşündük
ve Profilo’ ya gittik.
Orada Çılgın Motorcular’ ı izledik.
Sıcak bir "zaman geçirme" filmi olarak kabul ettik
ve kendisinden çok şey beklemedik.
Filmden çıktıktan sonra,
Schlotzsky’ s sandviçleri eşliğinde,
febe maçının ilk yarısını izledik,
Daha sonra aşırı yorgunluğa daha fazla dayanamayıp eve gittik.
( bu arada sevgilim galip bıraktığı febeyi eve gittiğinde berabere kalmış buldu,
acı bi kader olsa gerek! )

Evde mitingin bir de "tvden nasıl gözüktüğünü" izleyip,
"alanda yaptıklarımızı" evdekilere bir bir anlattıktan sonra,
sesimin daha fazla yorulamayacağına karar verip yattım.

Kısacası hiç dinlenemediğim bir haftasonundan sonra,
bugün işyerindeyim
ve bu hafta içinde olacak gelişmeleri merak etmekteyim.

( bu arada Nisan da bitti be! )

1 yorum:

merrhaba dedi ki...

yazınız ve resimleriniz inanın hepsi birbirinden güzel elinize yüreğinize sağlık sözlerinize aynen katılıyorum ve böylesi yazılarla karşılaştıkça daha huzurlu oluyorum dün çağlayanda gelenle gelemeyenle tek yürek olana herkese saygı ve sevgilerimi sunuyorum