24.09.2008

içe dönük..


üşümenin ötesine geçtim.
ilerisine.
ve bir adım daha.
üstelik sebepsiz.

üzerimde boğazlı bi şey var.
kazak değil,
ince.
ama boğazlı.
sıcak tutan(lardan).
lakin üşüyorum, çok.
üzerine bir de hırka giydim.
gittim klimayı mı açtılar diye kontrol ettim
ama yok!
ısınamıyorum.

“ hasta mı olacağım? “ günün bunaltıcı sorusu.
daha yeni hasta oldum,
çünkü.
daha yeni serum yedim,
çünkü.
daha yeni rapor aldım,
çünkü,
bu da izin kullandım demek oluyor,
çünkü,
ben hasta olurken “ işe gitmezsem ayıp olacak, kötü olacak “
diye düşünmekten
“ nasıl kendimi daha iyi hissederim,
yatıp dinlenmeliyim “ diye düşünemeyen biriyim,
çünkü.

kabuğuma çekilmeliyim.
ciddiyim.
biraz ruhumu ve bedenimi beslemeliyim.
bu hafta 2 farklı kişi bana zayıflamışsın dedi.
normalde havalara uçururdu bu beni.
ama şimdi
“ hayatın stresini kaldıramıyorum galiba artık “ diye paniklememe yol açıyor.

isteksizim.
kitaplara gömülmeyi özledim.
kitap hala okuyorum,
tabii ki.
ama kitaplara gömülmek ayrı bi şiy.
saati unutup,
yemek yemeyi,
hatta su içmeyi bile unutup kapılıp gitmek ayrı bi şiy..
zamansız yaşamak,
bambaşka bir yol..
herkesin uyuduğu saatte uyumayı,
herkesin uyandığı saatte uyanmayı reddetmiş biriyim ben.
biyolojik saatim ters.
kum saati.
ince belli.

delirebilirim.
çok yorulabilirim
ve hayatımı mahvedebilirim diye korkuyorum.
çabalamaktan vazgeçebilirim.
o zaman da yaşamımı elimde tutamayabilirim.
elimdekileri kaybedebilirim
ve kaybettikçe dibe doğru sürüklenebilirim.

galiba mutluluk takıntılı insanlardan biriyim
ve mutlu olabilmek için kendimi özgürleştirmeliyim.
tutsakken mutlu olamam ben..
ben olamam,
yaşayamam.

gitmeliyim…


Hiç yorum yok: