5.11.2008

çare yok..



bir kızcağız varmış..
22 yaşında..
doktor olmaya aday,
tıp öğrencisi yani..

aynı sınıfta okuduğu bir “ genç “ de bu kıza sevdalanmış..
uğraşmış uğraşmış
ama istediği sonuca ulaşamamış..
sonunda o “ muhteşem kafasını “ kullanmış.
o kafadan,
“ bu kız benim olmayacak, yaşamamalı öyleyse “ fikrini çıkarmış
ve güzel kızımızı acımadan katletmiş.
- öldürülen kişinin güzel olması neden kat be kat daha fazla üzer bizi onu da anlamış değilim.
kızcağız çirkin olsa olayın vahameti azalacak,
“ aman ölmek ona müstahaktı “ diyecektik sanki, neyse –

katletmek derken,
öldürme biçimi de neredeyse
“ kafasına bir kurşun sıksaydı keşke “
- tövbe tövbe -
dedirtecek türden.
47 kere(cik) bıçaklayan cinsinden.
hani öldüreceğim ama öyle bir öldüreceğim ki,
sana ölümü isteteceğim caniliği.
caniliğin derecesi olmaz gerçi.
ama bunun varmış demek ki.
“ sevdiğini “ tam ispatlamış oldu şimdi.

bu gence “ ceza indirimi “ gelmiş yeni yeni.
hep olduğu gibi.
biz adaleti sümme haşa eleştirebilecek tıynette insanlar değiliz bittabi.
beni bu olayla organik bağ kurmaya iten,
vakayı işyerinde konuşurken arkadaşımın ettiği bir cümleydi:
- senin manyak sapık
nooldu?, cümlesi.

dudaklarımdan:
- aman Allah’ tan yok bu aralar ortada, sözleri dökülüverdi.
ama aklıma " onun insiyatifine kalmış durumdayım hala "
düşüncesi de yerleşti
ve gitmedi.

evet sizin hiç tanımadığınız,
ama sizi uzaktan görüp “ beğenen “
hatta kendi hastalıklı dünyasında size aşık olduğunu iddia eden,
sizsiz kalmaktansa ölmeyi yeğleyeceğini söyleyen birileri,
her an bir şekilde hayatınıza girebilir.
benim girmişti.
uzun dönem önemsemedim,
konduramadım,
“ Allah’ ın salağı “ deyip geçiştirdim.
sonra sonraysa delirdim,
üzerine gittim,
polise gittim,
işe defalarca yanımda “ koruyucu “ biriyle gidip geldim.
ama an itibariyle kesin sonuç elde etmiş değilim.

en son yanıma yaklaşıp “ seni çok seviyorum “ demeye cüret ettiğinde,
sokak ortasında öyle bir bağırdım,
onu öyle bir rezil ettim ki,
şimdilik ortalıkta değil.
ama ben onu daha önce de rezil etmiştim.
daha önce de yoldan ekip otosu çevirip,
atlayıp polislerle sokak aralarında adım adım takip etmiştim.
kaçmıştı ve yanıma gelememişti sonra.
ama aradan biraz zaman geçince tekrar yaklaşıp
“ bu dünyada sensiz kalmaktan daha kötü bir şey olamaz “ demişti yine bana.
nefretimi kusacak her türlü hareketi yapmama rağmen.
hatta bir keresinde üzerine saldırmama rağmen,
tam olarak vazgeçip geçmediğini bilmiyorum hala.

işyerimi bildiği için “ kendi canı isteyince “ karşıma çıkıyor.
yanından geçerken ben,
ne söyleyecekse söylüyor.
ya da çiçek vermeye,
hediye vermeye çalışıyor.
“ en iyi ihtimalle “ beni uzaktan izliyor,
hem korkutuyor,
hem iğrendiriyor.
tedirgin edici varlığını hayatıma sokup sokmayacağı tamamen onun kararına kalıyor.
bir gün “ iş çıkışına gidip göreyim “ diyor
ve pat! damlıyor.
her gün yanınızda eşinizle,
sevgilinizle,
ne bileyim abinizle filan işe gidip gelmeniz mümkün değil.
“ belirsiz bir günde “ yanınıza gelme ihtimaline önlem almanız mümkün değil.
polise “ bu adam bana asılıyor “ dediğinizde,
yanınıza 2 tane koruma dikmiyor haliyle.
bodyguardla da gezemiyorsunuz whitney houston değilseniz.

peki bu durumda ne yapabilirsiniz?
hiç!
sadece bekleyebilirsiniz.
“ bugün de gelecek mi acaba “ diye ürkebilirsiniz,
her iş çıkışı kendi kendinizin sinirini bozabilirsiniz
ve böyle haberler okuduğunuzda,
“ ya o da bir gün sapıtıp beni vurursa,
silahı başıma dayarsa,
kimse kurtaramazsa “ diye endişeler duyabilirsiniz.
bedeninizi çok çaresiz ve aciz hissedip,
aslında hiç tanımadığınız birinin hayatınız üzerinde böylesine söz sahibi olmasına deli gibi sinir olabilirsiniz.

hatta daha da kötüsü,
bu paranoyalarla,
bu şahıs yanınıza yaklaştığında panik halinde kendinizi savunmaya çabalarken
yaralanmasına veya ölümüne sebep olabilirsiniz.
hapislerde çürüyebilirsiniz hem de ne uğruna?
sadece sizi uzaktan görmüş,
hiç mi hiç tanımadığınız takıntılı bir yabancı uğruna.

hayatın çok saçma ve boş olduğunu fark edebilirsiniz.
ve çok genç yaşta,
boş yere,
üstelik huncarca katledilen böyle bir kızı gördüğünüzde,
empati kurabilir,
kendinizi onun yerine koyabilir
ve gözlerini hayata kapattığı o an ne kadar korkmuş olabileceğini damarlarınızda hissederek,
usulca ağlayabilirsiniz…

Hiç yorum yok: