5.02.2007

BU YILDIZLI GÖKLER NE ZAMAN BAŞLADI DÖNMEYE???

 
Söyledim,
öyle zırt pırt ağlayan biri değilim
Ama bu şarkıyı duydum
ve gözlerim bir anda
tomurcuk tomurcuk yaşlarla doluverdi..
Tabi hemen onları akmadan durdurdum ama
işin ilginci şuydu,
şarkı 2. kez dinlediğimde de aynı etkiyi gösterdi..
 
Günaydın,
uyan da balığa gidelim! filan diyebilirsiniz
ama ben yeni keşfettim
Mehmet Güreli’ nin Kimse Bilmez şarkısını..
 
Ve şimdiden uyarıyorum sizi,
bu şarkıyı yalnızken,
karanlıkta filan dinlemeyin..
Ya da üzüntülü bi anınızda,
otobüste,
herhangi bir kalabalığın içinde..
Çünkü birden rezil olabilirsiniz..
Size ne yaptığını anlamadan dağılıveriyorsunuz ve
şarkı bittikten sonra bile,
bir süre etkisinden çıkamıyorsunuz..
Garip bir ruh durumuna bürünüyorsunuz...
Moraliniz bozuluyor,
sesiniz kısılıyor..
Ve Mehmet Güreli şarkıyı öyle bir tondan,
öyle bir melodiyle söylüyor ki,
şarkıyı kendi kendinize mırıldanmaya çalıştığınızda,
başarılı olamıyorsunuz..
 
Şarkının belki de esas başarısı,
sözlerinin vuruculuğunda..
Bunu da Ömer Hayyam’ a borçlu,
çünkü onun şiiri bestelenen..
Sözler şöyle:
Bulut geçti
Gözyaşım kaldı çimende
Gül rengi şarap,
içilmez mi böyle günde?
Seher yeli eser,
yırtar eteğini gülün..
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün..
Bu yıldızlı gökler,
ne zaman başladı dönmeye?
Kimse bilmez...
Aklımı alıp bir kenara koydu işte bu sözler...
"Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Kimse bilmez..."
En çok da bu işte...
 
Bi de bu aralar diğer favori şarkım,
müthiş eğlenceli,
Happy Feet filminin soundtrackinden,
Robin Williams’ ın seslendirdiği,
ispanyolca My Way ( A Mi Manera )
Daha önce bahsetmiş olabilirim ama yine söylüyorum,
muhakkak dinleyin!
Robin Williams’ ın sesinin bu kadar iyi olduğunu ben şahsen bilmiyordum...
Hayrete düştüm ve saygı duydum..
( bu şarkıları dinleyen olursa
veya bilen varsa bana görüşlerini bildirsin,
ne düşündüğünüzü merak ediyorum )
 
Gelelim haftasonuna..
Bendeniz hala biraz hasta olduğumdan,
cumartesi gününü kapalı mekanda geçirelim dedik
ve Profilo Alışveriş Merkezi’ ni tercih ettik..
Önce süper lezzetli
Kentucky Fried Chicken’ larımızı mideye indikten sonra,
aşağıya inip masa tenisi oynadık ki,
yediklerimizi biraz eritelim..
 
Bi saat filan oynadıktan sonra,
sinemaya girdik,
Kanlı Elmas’ ı izledik..
Gerçekten güzel,
izlenmeye değer bir film olmuş,
Hotel Ruanda’ dan sonra
Afrikada’ ki kıyımı en iyi gözler önüne seren filmlerden biri...
Özellikle Solomon’ un şu cümlesi çok etkileyiciydi:
"yabancılar elmas için, petrol için, herhangi başka bir şey için,
buralardaki savaşı destekliyorlar, bunu anlıyorum.
Peki biz birbirimize, kendi kardeşlerimize bu kadar kötülüğü nasıl yapabiliyoruz?"
Yani kışkırtanlar kadar
bu kadar "kışkırtılmaya hazır insanların" neden bu durumda olduğu,
ince ince oturup araştırılmalı..
 
Pek çok şeyi size sorgulatacak,
hem de bunları sizi hiç sıkmadan yapacak
bir film izlemek istiyorsanız mutlaka gidin..
***
 
Pazar günü Taksim’ de buluştuk..
Mc’ de bir şeyler atıştırıp Starbucks’ a gittik..
Ben "hemen istiyorum, illa istiyorum" diye tutturduğum için,
önce gidip bana Teknosa’ dan bi USB Data Traveler aldık,
sonra internet cafeye gidip,
Kimse Bilmez’ i indirdik..
( mp3 indirdiğimiz için üzgünüm ama şarkıya hemen sahip olmalıydım!! )
Bu işlem için İstiklal’ i 2 kere turlamamız gerekti.
Bayağı bir zaman harcayıp yorulduktan sonra,
attık kendimizi Ekvator’ a..
Amaç :
Yemek yenip Galatasaray maçı izlenecek!!!
Ne oldu?
Yine beni kızdırdılar,
kötü oynadılar,
çileden çıkarttılar
ve maçı 0-0 tamamladılar..
Biz bu şekilde oynarsak 2. liği bile zor görürüz bu sene..
Offf....
Sonra eve gittim,
Buz Dansı’ nın son 2 dansına yetiştim..
Biraz kitap okuyup,
uyudum..
 
 

3 yorum:

beren dedi ki...

yaaa bu şarkı çooookk süper zaten hatırla sevgiliye hastayım bu şarkıyı ilk duyduğumda mest oldum ve hemen almalıyım dedim ve aldımda insanı alıp uzaklara getiriyor....

caglarbilir dedi ki...

şimdi dinliyorum, yalnızım. hiç etki etmedi, ruhsuzum.

alpernatif dedi ki...

Dinleyelim,mırıldanalım,yorumlayalım