24.01.2007

ÇOK ÜZGÜNÜM..

 
Offf offf derken..
Herşeyden çok bunalmışken..
Sıkıntı – üzüntü - rahatlama arası bir ruh halinde,
kendi dertlerime dalıp gitmişken..
 
O güzel yüzünü,
o mavi gözlerini,
sıcacık gülümsemesini gördüm birden haber sitelerinde karşımda..
Fotoğrafının altında,
ona hiç yakışmayacak bir sözcükle,
"ölüm" le,
aynı cümlede geçiyordu adı:
İsmail Cem’ i kaybettik!!
 
Üzülmekten öte,
içimde çok derin bir sızı hissettim önce..
Sonra da "iyiler çok yaşamaz!!" sözüne geldi sıra..
 
Doktoru demiş ki:
Huzur içinde öldü,
son iki gününe kadar hep çalıştı..
 
Yazarken,
düşünürken,
memleket meselelerine kafa yorarken,
akciğerindeki kanser denen illeti boşvermiş,
hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken..
Son iki gün bilinci yavaş yavaş kapanmış..
Yanında sevdikleriyle,
sessizce gitmiş..
 
1940 doğumluydu...
Daha uzun yıllar yaşayabilirdi..
Belki o lanet teşhis konmadan önce,
o da böyle düşünüyordu..
Hatta teşhisten sonra bile,
"belki" diyordu..
Ama gitti...
Tüm doluluğuna rağmen,
temiz tutmayı başardığı hayatı,
bu sabah son buldu...
 
Bu 24 Ocak kahpe bir tarihtir..
1993’ te UĞUR Mumcu’ yu alıp götürmüştü,
( UĞURSUZ’ du yani.. )
Gaffur Okan da 24 Ocak’ ta gitti,
Mümtaz Sevinç de...
Bu 24 Ocak, iyileri sevmiyor..
 
Bizse "her gün bizi seviyormuş" gibi yaşıyoruz..
Bizi alıp götürecek gün hiç gelmeyecekmiş gibi..
Hep "uzakta bir tarih" miş gibi..
 
Oysa bu dünyada,
ölüm,
var..
 
Hepimiz için var..
Hepimiz gideceğiz..
Küçük şeylere taktığımız küçük beyinlerimizi,
bir şokla kendine getiriyor olmalı bu fikir..
Uğraştığımız ya da inat ettiğimiz şeyleri yeniden gözden geçirmeliyiz..
Ne için yaşadığımızı da..
 
Çünkü,
kalıcı değiliz..
Hiçbirimiz..
 
 

3 yorum:

alpernatif dedi ki...

Kalıcı olmasak da
İsmail Cem kadar geride hepimiz kalıcı bir şeyler bırakabilsek

hussoloji dedi ki...

İsmail Cem gerçekten de Türk siyasetinin en zarif ve uzlaşmacı politikacılarından biriydi...
Vefat etmesi Türk siyaseti için bir kayıp... Allah rahmet eylesin...

alpernatif dedi ki...

Blogumda sana sürpriz var
Beklerim