8.01.2007

Haftasonu Naaptım??


Cumartesi günü Taksim’ de arkadaşlarımızla buluştuk mu?
Buluştuk..
4 kişi olduk mu?
Olduk..
Önce SirWinston Bistro’ da yemek yedik..
Oradan aşağıya sinemaya inmek kolay oluyor..
( ahh tembel gençlik! )
Biz de öyle yapıp sinemaya geçtik,
Deja Vu’ ya gittik..
Deja Vu gidilesi görülesi,
eşe dosta tavsiye edilesi bi film..
Ekşın vaaaar,
aşk vaaaar,
hem zekayı da çalıştırıyor, izlerken:
"ulaaaaa bi dakka! o zaman? heeeeeee" oluyorsunuz..
Bu arada film sırasında,
ben 4 kişinin en sonunda oturuyorum,
tabii yanımda da sevdicek..
Filmle ilgili fikirlerimi,
tahminlerimi fısıldıyorum kulağına,
hooop hemen dönüp yan taraftaki arakadaşlarımıza,
kendi fikirleriymiş gibi satıyor!!
Tabii ben de deliriyorum.
Neyse sonuçta film bitti
ve ben öngörülerimde %90 filan haklı çıktım..
( zeki miyim? eveth )
 
Sinemadan çıkınca arkadaşlarımız eve döndü..
Bu arada meydanda yine bi olaylar vardı,
polisler neyinnn..
Biz artık talimliyiz,
Taksim’ in gediklisiyiz ya,
hiç panik yapmıyoruz böyle durumlarda..
Protestoooo, mitinnggg,
sonracıma polis kovalamacasııııı,
filiiim çekiimiiii..
Neler gördük biz sahi yaf!!!
Vay beee,
İnsan yaşlanıo..
 
Neyse işte Mado’ ya gittik,
Ben tonturma yedim tabii ki,
sefkilim "çileksi" içti
( hastasıdır böyle şeylerin,
portakal suyunu çilek püresiyle zenginleştirdiğimiz bilmem ne içeceği filan )
 
Oradan sonra da evlerimize dağıldık biz de
( ahh güzel cumartesi, ne de çabuk bitersin hep! )
 
Pazar günü buluşur buluşmaz,
Starbucks’ a gittik
( bi an bu hafta gitmeyeceğimizi sanıp endişelendiniz,
gözlerinizden anladım )
Orada,
Gazete okuma-sohbet etme Pazar ritüelimizi gerçekleştirdik..
 
Sonra cin fikirli sevdiceğimin aklına geldi,
"Tarık Zafer Tunaya Sanat Merkezi’ ne film izlemeye gidelim mi?"
dedi..
Efemm bilmeyenler için söyleyeyim,
bu merkez,
bi kaç aylık,
yani görece eski filmleri ucuza oynatıyor,
kaçırdığınız bi film varsa buradan takip ediyorsunuz..
Bunu biliyorduk da,
bu kadar ucuz olduğunu bilmiyorduk..
Bilet fiyatı: 2 YTL idi.
İlk şoku atlattıktan sonra biletlerimizi alıp,
içeri girdik..
 
Filmin başlamasına daha vardı,
ayaküstü sohbetimizin tek konusu sinemanın ucuzluğuydu..
Bizim bildiğimiz sinemalarda,
bilet 11-15 YTL arasıdır,
2 bilet 25 -30 bi şiy tutar..
Bi kola en az 3,5 liradır.
Mısır da öyle..
Yani 2 kola 2 mısır 14 YTL filan tutar
( menü yaptırırsanız 9-10 YTL )
Bu hesapla,
her hafta sinemaya,
30 - 40 YTL bayılmaya alışmış bünyelerimize şaka gibi geldi
2 YTL..
Büfeleri de ucuzdu.
Kola 1,5, mısır 1,25’ ti..
Yani toplam 10 YTL’ ye filan herşeyi yapıyordunuz..
( Allah'ım içimizdeki beleşçi ortaya çıktı! )
 
Üstelik kalabalık da yoktu
( tabii bu kadar reklamdan sonra artmazsa )
Film de,
bizim gösterimdeyken gitmek isteyip de kaçırdığımız
"Bir Dilim Suç" olunca,
acayip keyiflendik..
Filmin başrolünde,
Yeni James Bond’ umuz Daniel Craig vardı..
Yönetmeni de,
Kapışma ve Ateşten Kalbe Akıldan Dumana filmlerinin yapımcısı Mathew Vaughn..
Bu kendilerinin ilk yönetmenlik denemesiymiş ama,
müthiş bir beğeni toplayıp İngiltere’ de yılın yönetmeni seçilmiş.
Film gerçekten takdire değer,
ancak biraz takip gerektiriyor..
Sevgilim bi ara mafya konuşmalarından sıkılınca,
ipin ucunu kaçırdı..
Sonunu biraz açıklamak zorunda kaldım
( yani ben süperim )
 
Şunu söyleyeyim,
Final gerçekten güzel..
Herşeyi çok iyi bağlayıp açıklıyorlar,
Özellikle 1-2 sahne çok sıkı..
 
Filmden çıkınca,
bi Mc Donalds yapıp açlığımızı giderdik..
İçerde mahşer kalabalığı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim..
 
Normalde Pazar akşamı tenhalaşan Taksim’ e,
dün bir şeyler olmuştu,
Nereye girsek kalabalık,
nereye gitsek yer bulamadık...
Sonunda bi nostalji yapalım dedik,
Çalıntı’ ya gittik,
Aaaa Çalıntı,
kapısında kimlik sorulan,
rock çalan yer olmaktan çıkmış,
bangır bangır nostaljik pop çalınan bi yere dönüşmüş..
Orada da tek bir masa boştu,
biz de oturduk,
2 bira söyleyip birbirimizi duymaya çalıştık..
Bu haliyle,
Çalıntı’ yı pek tuttuğumuzu söyleyemeyeceğim ama,
ilk çıktığımız günleri anıp bayağı bi romantik dakikalar yaşadık..
Bi sürü yemin ettik yine..
Fazla yakınlaşıp göz göze oturunca edilecek cinsten..
 
İstemeye istemeye eve döndüm sonra..
Neyse ki Nip / Tuck vardı..
Bissürü acayip şey oldu yine..
Ben de kendimi unuttum böylece..
Biraz kitap okuyup huzursuz bi uykuya daldım..
  
 
 

Hiç yorum yok: