23.01.2007

BİRAZ RAPOR, BİRAZ BEN..

 
Ayrılık filan,
bissürü şey geçti başımızdan diye,
haftasonu raporunu vermedik?
 
Zannetmeyin ki yazarınız,
evde oturdu,
hanım hanım ağrısını çekti..
 
Hayır efendim,
sol eli yanağının üzerinde mütemadiyen dolaştı.
 
Ama öyle çok muhabbetli,
uzun uzun anlatacak bi şiy de yok,
tahmin edersiniz..
 
Özet geçiyorum..
Cumartesi önce Starbucks,
sonra Montreal diye bi cafede oturduk,
sonra da Ekvator’ a gidip
fener maçının bi kısmını seyrettik..
Ben zar zor bi şiyler yemeye çalıştım..
Sonra eve gittim..
 
Pazar günü de Cevahir’ de geçti..
Önce yemek katında bişiyler yedik..
Sonra sinemaya gittik,
Hayatındaki Azizleri Keşfetme Kılavuzu’ nu seyrettik.
Filmi beğendim,
farklı ve güzel bir filmdi.
Geçmişe dönüşlerle yapılan anlatım çok güzeldi..
Çok etkileyici replikler vardı..
Dito’ nun monologları çok güzeldi..
Kısacası biraz derin bir filmdi..
Zaten Robert Downey Jr. dedikleri zaman,
durmam giderim ben o filme..
Bu arada hala keşfetmediyseniz,
Antonio rolündeki Channing Tatum’ a da bi dikkat edin derim ben..
- bi kere laf dinneyin! -
 
( geç de olsa belirteyim:
Babil altın kürrreyi kaptı en iyi film dalında
Ben size demiştim! )
 
Filmden sonra da,
Tiyatronun ( Cevahir Sahnesi )
önünde bi kafe var adını unuttum,
koltuklu minderli filan hoş bi yer,
orada biraz oturduk..
Sonra da kalkıp eve geldim işte..
Gerisini biliyorsunuz...
 
***
 
Kim ne derse desin,
ben bu hayatta en çok kendime şaşırırım.
Daha önce de söylemiştim,
"bi karakterim yoktur" diye..
Bi zamanlar,
"Allahım ben karaktersiz miyim?"
diye kendimi çok üzdüğüm,
hırpaladığım zamanlar oldu..
 
Ama artık öyle değil..
Durumun tadını çıkarıyorum..
Çünkü bu şekilde her günün bir sürprizi oluyor,
her günüm bir hikayeye kavuşuyor..
Ne zaman nasıl davranacağımı bilmiyorum çünkü..
 
Her an 2-3 kişiliğimden biri çıkabilir sahneye..
Ve ayaklarını yere vura vura
"hayır bugün benim borum ötecek!" diyebilir..
Ben de bırakırım kendimi onun kollarına..
Kendimi uzaktan seyrederim,
"du bakaliii bugün ne halt yiycem" diye..
Bazen yaptıklarımı ben bile beklemem kendimden..
"nasıl bu kadar sakin olabildim?" diye şaşırırım
ya da "neden bu kadar sinirlenmiştim ki?" derim..
Bazen dünyanın en mazbut,
düzgün,
etliye sütlüye karışmayan insanı olabilirken,
ertesi gün ilgi duyabilirim
her türlü kötülüğe,
varsa çekici bulabilirim,
peşinden gidebilirim en olmayacak kişilerin
ve
"güllerin peşinden koşarken ezdiğin papatyaların farkında değilsin" diye,
lise defterlerinden taşıp beni uyaracak bi sağduyuyu da,
tesadüfe bakın ki,
almamışımdır yanıma..
O gün neyi evde bırakmak istemişsem,
onu evde bırakırım..
 
"ben kendimi tanıyorum" diyebilen insanlara,
gözlerimi kocaman kocaman açıp,
şaşkın bakışlar fırlatırım..
Çünkü "tanıyabileceğim" tek bir benlikten yoksunumdur..
O yüzden aynanın karşısına geçtiğim zaman,
kendime en sık söylediğim cümle şudur
"sen var ya seeeeennnn"
Kendimden tırsarım da ondan..
"hafif başımı okşayayım da,
kendime fazla zarar vermeyeyim" dir,
bu cümleyi kendime tekrar etmemin altındaki sebep..
 
Bazen pısırıklığım yüzünden,
yanımdan geçip gitmesine izin veririm en büyük fırsatların
Bazen de herşeyin üzerine atlamak,
en ufak şansı değerlendirmek,
herşeye birden sahip olmak isterim..
 
İşbu sebeplerden,
önümüzdeki günlerde nasıl davranacağımı bilememekteyim.
 
Bu yüzden size bi uyarı yazısı geçeyim dedim..
 
YAZIDAN ÇIKARTILACAK SONUÇ : Zincirlerimden koptum,
çok pis geliyorum..
 
YAZININ BABA FİKRİ : Bana güven olmaz!!!
 
 

2 yorum:

kartograf dedi ki...

Öncelikle geçmiş olsun.

Lafı bin günlük, derdi bir günlük derler.

Diş sorununun lafı ve tasası uzun sürdü.

Ama..

Derdi çabuk biter. Böyle durumlarda hemen icraata geçip olayı noktalamak iyidir.

Sen de onu yapmıssın.

Sefgilinden ayrılman meselesine gelince...

Aranızdaki sorunları tam yazmıyor ucundan kıyısından teğet geçiyorsun. O nedenle bir yorum yazamıyacağım.

Çok yönlü kişiliğine gelince olabilir. Bir şey diyemem.

İşte hayat bu ya.

Bloğun hayat kokuyor yine bugün. Hayattaki esintler bloğuna da uğramış.

Çok yaşayan değil çok gezen bilir.

Çok okuyan değil, Likelife'yi okuyan bilir.

Küllerin arasından birşeyleri çıkarmam gerekiyor benim.

Gidip çıkarayım bari.

alpernatif dedi ki...

Ben hep diyordum zaten
"Kadın kısımısına güven olmaz diye"
Aha işte !
Yazını çerçeveletip iş yerine asacağım
İtirafname
Oh be!
Sonunda bir karşı cins itiraf etti :)