21.09.2007

BU MU YANİ? EVET BU!


merhaba.
"mini" bir aradan sonra tekrar buralardayım.

anlatacağım pek bir şey yok.
hayat bildiğiniz gibi akmakta.
bendeniz çalışmaktayım.
gözüm iyileşti sayılır.
ben de onu hala son sürat yormaya devam ediyorum..
DVD’ den Heroes izliyorum,
ilk sezonun son bölümlerine yaklaştım,
git gide bu diziye daha çok ısınıp heyecanlanıyorum...
kitap okuyorum..
televizyon izliyorum..

özellikle bu sıralar maçları takip ediyorum..
haftasonu 6-0’ lık Galatasaray şöleninden sonra,
Beşiktaş yenilgisi,
ardından dün kazanılan FB galibiyeti
ve bugün Galatasaray maçı.
sonra 1 gün ara verip tekrar lig heyecanına döneceğiz.
kısacası,
futbol sevenler için şölen bu bi nevi.

sözü edilmişken,
FB maçıyla ilgili bi şiyler söylemeliyim sanki.
bana kızılmasını,
"kötü fena kişilik" ilan edilmeyi göze alarak şunu belirtmeliyim ki,
FB eğer gerçekten Avrupa’ da başarılı olmak istiyorsa,
dünki galibiyet sonrası
"tamam artık, bitti, süperiz, muhteşemiz" havasına girmemeli.
neden mi?
bu rehavetin bir takımı bitirebileceğini en iyi bilenlerdenim çünkü.

evet,
dün gece FB iyi,
çok iyi oynadı.
belki Inter karşısında bu kadar iyi bir futbol sergileyeceği kimsenin aklına gelmezdi.
ama,
daha bu haftasonu Rize’ ye yenilmekten zor kurtulan,
ligin ilk 5 haftasında 7 puan kaydeberken,
ancak 5 gol bulabilen de aynı fenerbahçeydi.
herhalde bu takıma 3 günde sihirli değnek değmedi!
peki,
dün geceki iyi futbol neyin eseriydi?
1. si Inter tam anlamıyla felaketti!
üstüste ayağa 2 top yapamadılar.
kullandıkları kale vuruşlarını bile FB’ lilere kaptırdılar,
top kaybında rekorlara imza attılar.
kaleyi neredeyse hiç yoklamadılar,
sadece 1 şut attılar!
belki 7 kişi eksik oynamaları,
belki deplasmanda oynuyor olmaları,
belki ilk maça çıkıyor olmanın rehaveti birleşti bilmiyorum.
ama Inter’ in oyunu dün akşam rezaletti.
( kimse "biz oynatmadık" filan demesin şimdi.
kendi aramızda oturduk,
doğruları konuşuyoruz.
kabul edin,
en basit toplarda bile Inter kötüydü! )

buna karşılık FB rakibinden korkmadı.
maça gerçekten inançlı ve rahat çıktı.
bütün oyuncular "kesin kazanırız" havasındaydı
ve kendilerine güvenleri tamdı,
ki bu bence bir takıma ilk gerekli olan şeydi.
2.si ise FB’ nin Şampiyonlar Ligi’ nde başarılı olmayı gerçek bir hedef haline getirmiş olmasıydı.
Türkiye Ligi’ nde Belediye’ den 2 yerken,
tek gol bile atamayan,
daha fazlasını yemektense zor kurtulan,
isteksiz,
futboldan soğumuş gibi görünen takım değil,
sanki bambaşka bir FB sahadaydı.
bunun sebebi de bence dediğim gibi Avrupa başarılarına çok fazla önem veriliyor oluşuydu.

tüm bunların yanında,
kişisel yeteneklerin konuştuğu dakikalar da vardı.
FB’ nin Brezilyalıları bazı çalımlarda hakikaten "jeneriklikti".
bunların en iyisi de gol öncesi Alex’ ten geldi.
ortasını yapmadan önce,
öyle bir çalım atıp rakibini yere yatırdı ki,
ona sadece oturduğu yerden topa bakmak kaldı.
Deivid de çok başarılı bir şekilde topu ağlarla buluşturunca,
muazzam bir gole imza atılmış oldu.

bu gol sayesinde maç kazanıldı.
ama dikkat edin bu,
dün akşamdı!
bu güzel futbol ve Inter’ i yenmiş olmanın rehaveti,
asla FB üzerine çökmemeli.
hiçbir sorun yokmuş gibi davranmamalılar.
ve dün akşamki inancı,
sorumluluğu,
futbol sevgisini diğer maçlarına da yaymalılar.
tabii başarılı olmak istiyorlarsa..

bakın bir GS’ lıyım ve
çok başarılı bir sezon geçiriyor olmamıza rağmen,
haftasonu 6 gol atıp "show yapmış" olmamıza rağmen,
bu akşamki maça
"tamam kesin alırız, fark olur canım, biz süperiz" havasında bakmıyorum,
bakamıyorum.
herşey olabilir,
yenilebiliriz,
dikkatli oynamalıyız diye bakıyorum.
çünkü geçmişteki maçlarımız geçmişte kaldı.
onlar kazanıldı,
ama aynı zamanda bitti de.
bir önceki maçın başarısı,
asla bir sonraki için garanti değil.
heyecanımızı,
iddiamızı ve güvenimizi tabii ki kaybetmemeliyiz,
ama her maçı kaybedebileceğimizi de bilmeliyiz.

ayrıca dün geceki FB maçı,
kim ne derse desin oyuncularımız üzerinde baskı yarattı.
şimdi bizim oyuncularımızın kafasında şöyle bir düşünce var:
"FB - koskoca - Inter maçını kazandı,
biz de Türkiye’ yi temsil eden diğer takım olarak,
bu başarıyı devam ettirmeye zorunluyuz"

bu psikolojik baskı,
bu sezon kazandığımız başarıların gözümüzü boyayabilecek olması
ve "nasıl olsa rövanşı var" rahatlığı,
bizi fena bir mağlubiyete sürükleyebilir.

bu nedenle ben maçı uzun süre dudaklarımı kemirerek izleyeceğim.
sizi bilemem tabii.




Hiç yorum yok: