28.08.2008

alışveriş ve sevgi-nefret ilişkisi...


canım yeni kıyafetlerimin olmasını istiyor,
şöyle sonbahar için şık bir gardrop yapıp,
ortalıkta tarz tarz gezmek istiyor.
ve fakat alışveriş yapmak istemiyor!

evet,
çoğu kadının aksine,
alışveriş yapmayı sevmiyorum ben.
yeni, güzel cicilere sahip olmayı seviyorum evet,
ama bunlar gökten zembille inmişçesine,
armut piş ağzıma düş kolaylığıyla elime geçsinler istiyorum.
hem de tam istediğim renkte,
istediğim model ve bedende,
üstelik zorlanmadan alabileceğim bir fiyat düzeyinde!
( çok şey mi ki? )

mağazalara girip çıkmaktan nefret ediyorum zira,
hele kıyafet denemekten,
kabinlerde ter dökmekten,
bir yandan “ kapıda bekleyen var mı ki? “ diye streslenmekten,
öte yandan indirim zamanıysa kasada kuyruklarca sıra beklemekten,
indirim zamanı değilse de 3-5 parça şeye cebimden bir tomar para çıkarıp bayılmaktan,
sonra da “ bir ara gözüm mü karardı benim? “ diye hayıflanmaktan,
ama en çok da aradığımı buluncaya kadar
- tabii bi mucize olmuş da ne aradığımı biliyorsam -
akkkşama dek dolaşmaktan,
binlerce kıyafete,
onların ayrıca bedenine,
etiketine bakmaktan,
aralarında eleme yapmaya çalışmaktan,
neffffret ediyorum.

yine de gözümü karartıp
hadi bu haftasonu alışveriş yapayım desem,
akşam yorgun argın eve döndüğümde
“ haftasonunun koskoca 1 günü iğrenç bir şekilde geçti “ şeklinde hisleneceğimi biliyorum.

ama çok zengin olup da,
evime ellerinde kat kat kumaşlarla modacılar gelip,
bana kıyafet hazırlamak için sıraya girmedikçe,
bunun böyle sürüp gideceği kesin.
öyleyse ne diye zırlıyorum?

Hiç yorum yok: