9.07.2007

Sen Ki Nefes Aldıransın Ey Haftasonu...


Merhaba can tanelerim..
Nassılsınız bakalım?
Öğütlerimi tuttunuz mu?
Özellikle "sevdiğiniz birine sürpriz yapma" kısmını uyguladınız mı?
Kimse bana "kızım para mı var?" filan demesin.
Para harcamadan da sürpriz yapabileceğimizi hepimiz biliyoruz değil mi?
En klişesi,
evde mevcut 2 adet yumurtadan bi adet omlet yapıp,
yanına ekleyeceğiniz 3 dilim domates
ve kibrit kutusu kadar peynirle yatağına kahvaltı götürebilirdiniz
karınızın / kocanızın / sevgilinizin / annenizin / babanızın / kardeşinizin vs vs..
O da olmuo diyorsanız,
elinize bir adet A4 kağıdı alıp başucuna bi not da yazabilirdiniz,
onu en çok gülümsetip mutlu edecek cinsinden..
Ben abartıp gerdanlık aldım diyen varsa ona da itirazımız olmaz tabi..

Eğer beni dinleyip böyle bir ana imza attıysanız,
haftasonunuzun en azından bu anları güzel geçti demektir..
Bi zahmet teşekkürleri aliim..
Rica ederim, rica ederim..

Benim yaptıklarıma gelince,
daha çok "hava alma" cinsindendi.
Özellikle cumartesi gününü Kanyon’ da geçirerek serin bir güne imza attık..
Sevgilim ve eşliğindeki bir arkadaşımızla buluşup,
üçlümüzü oluşturdukdan sonra,
soluğu sinemada aldık
ve tercihimizi Transformers’ tan yana kullandık..
Size aksiyon diyorum,
eğlence diyorum,
mantık aramadan film izlemeyi becerebilecekseniz gidin diyorum,
başka da bir şey demiyorum..
Walla zaman su gibi akıp geçiyor
ve film rahat koltuklarda mısırla beraber süper izleniyor.
Aralara sıkıştırılmış mesajlara
ve ufak propagandalara da boş vereceksiniz artık.
Çünkü adamlar arada kendi sistemlerini de eleştiriyor,
bu arada süper eğlenceli performansıyla John Turturo yine parlıyor.

Filmden sonra biraz gezinip Mc’ te bi şiyler yedik,
bana "hafif aktif menü" yediğim için renkli Coca Cola bardağı verdiler,
ki bu - maalesef - günde bir litreye yakın Coca Cola tüketen biri için
önemli bi şiydir.
Sonra Starbucks’ ta yer bulup oturabildik,
arada da kapının önünde bize nadide caz eserleri sunan orkestrayı izledik.
Kalkınca bütün Kanyon’ u yaklaşık 3 kez turlayıp bana çanta baktıktan sonra,
"istediğim gibi bir şey" bulamayıp Kanyon’ u terk ettik ve evlerimize gittik.


Pazar günü,
sevgiliyle Taksim’ de buluşup ilk soluğu Gloria Jeans’ te aldık.
Ardından da Starbucks’ a kaçıp,
benim nadide laptop’ ıma ilk Taksim surf deneyimini yaşattık.
Daha sonra Rio Bravo’ ya gidip yemek yedik
ve ardından bi İstiklal turu atıp,
bilimum mağazalara girip çıkmak suretiyle bana
"istediğim gibi çanta" arayışlarına devam ettik,
ancak yine beğenemedik
ve yorgun argın evlerimize gittik.

Gece 2 bölüm Lost seyrettim.
Sonra uykum kaçtı.
( diziyle alakası yok )
Saat 2’ ye kadar gezindim.
Yattıktan sonra da bir türlü uykuya dalamayarak yatağın içinde dönüp durdum.
Sabaha kadar kabuslarla bölünen sağlıksız bir uykuyla boğuştum.
Sonra da kalkıp işe geldim.



2 yorum:

atalet dedi ki...

ben yaptım..
kendime..
uyuttum kendimi.. öğlene kadar..
=P

Mansur dedi ki...

En güzel günlerde kalmanız dileğimle

Senin Olsun

Kalbini gönlünü, al götür benden,
Aşkını başına, çal senin olsun.
Hayat mı beklenir ölü bedenden,
Bulursan canımı, al senin olsun.

Ne kıymet ne vefa, hep çile verdin,
Bitirdin ömrümü, bitmedi derdin,
Kalbimi elinle , çarmıha gerdin,
Ölümden öteye, yol senin olsun.

Ne kadar deyince çok dedim sana,
Gayrıya bir kapım yok dedim sana,
Ölmeden yüreğim bak dedim sana,
Yaşayan kalbimi, bul senin olsun.

Üzülme ne hasta, ne yasta başım,
Her sene otuzbeş hep aynı yaşım,
Gelirsen anlatır musalla taşım,
''Ruhuna Fatiha'', kul senin olsun.

Severdin gönülden yeminle güya,
Yaşamak seninle yalancı rüya,
Dönecek duracak desen de dünya,
Ben çıktım içinden, kal senin olsun.

Mansur İlhan Yakar