2.07.2007

SAVAŞ Ve BARIŞ... SİVAS Ve BARIŞ....


günlere "uğurlu - uğursuz" deme derdi ben küçükken hep anneannem,
hala da der.
bir de "lanet olsun" deme derdi..
yine diyor..
ama bugün bi tuhaf işte..
uğursuz denmeyecekse tamam,
tuhaf diyeyim ben de...

sene 1993..
oturuyoruz rahmetli dedemle..
babam gibi sevdiğim..
canımın içiydi dedem..
neyse..
oturuyoruz onların evinde,
televizyon izliyoruz..
her yaz olduğu gibi tatili geçiriyoruz anneannemlerde..
televizyona yavaş yavaş görüntüler düşmeye başlıyor..
baştan inanamıyoruz..
yavaş yavaş,
sonra sonra idrak ediyoruz olayı..
olan neyse Sivas’ ta..
Madımak Oteli’ nde aydınlar diri diri yakılmakta..
Aziz Nesin kaynaklı coşup,
çığrından çıkan bir güruh katliamı..

Madımak Oteli..
anneannemlerin yıllar önce dayım Sivas’ ta askerken gidip kaldıkları otel..
Sivas..
Atatürk’ ün "biz cumhuriyeti burada kurduk" dediği Sivas..
ve yanan insanlar..
yobazlar tarafından yakılan..
canice hayatına kıyılan...
bizim yüzlerimizde tuhaf bir korku,
derin bir üzüntü
ve büyük bir anlayamazlık...
hadi ben 11 yaşındayım,
anlamıyorum..
dedem,
koskoca,
1927 doğumlu dedem,
Atatürk’ ü görmüş dedem,
o neden anlayamıyor olanları?
odanın içinde gezinip yalnızca
" Allah Allah, Allah Allah?
neden yaptılar şimdi bunu?" diye anlamsızca bir şeyler söylüyor..
Uğur Mumcu’ yu da,
kaybetmişiz zaten..

şimdi yine 2’ sindeyiz temmuzun..
Sivas katliamının 14. yılında..
3 şehidimizi yeni gömmüşüz..
33’ ü için yeni bir anıt yapmışız..
ve bir tane de gencecik can..
28’ inde,
hastahanede ölüm kalım savaşı vermekte...
Türkiye’ nin sürmesini kabul ettiği nadir kişilerden biri..
herkesin evinden biri gibi,
sıcacık bakan,
annesinin "meleğim" dediği,
adı gibi Barış çocuk..

birden yüzünü çeviriverdi diğer dünyaya..
sebepsiz..
ve neden bu kadar erken...
bakıyor şimdi o tarafa..
onları görüyor...
ama bedeni hala burada..
belki de burada kalmasını isteyenler için bu tarafta..

3 gün önce sorsalar,
sever misin Barış’ ı diye..
"bilmem, ilgilenmiyorum fazla" derdim..
ne albümünü aldım,
ne dizisini izledim,
ne de yaptıklarını takip ettim.
onu herkes gibi Akademi Türkiye’ den tanırım..
o kadar..
ama kazayı
ve ölümle savaştığını duyduğumdan beri..
içimden diyorum ki...
hastahane kapısında bekleyenler için...
ailesi,
rol arkadaşları
ve çoğu çocuk bir sürü hayranı için..
ve şu gencecik yaşının yüzü suyu hürmetine..
bu tarafta kalsa...
yaşasa...
ve sağlığına kavuşsa..
çok şey mi ki?
( herşey değil mi ki? )



PS : haftasonu raporu yarına artık.

1 yorum:

atalet dedi ki...

evet..
ben de hatırlıyorum o yangını..
nasıl da inanamamıştık gözlerimize..
şimdiki gibi değildi media..
ööle en ince ayrıntısına kadar..
acı var mı acı.. kan var mı kan..
soruları.. başlamamıştı daha..
ve nasıl içimize oturmuştu..
acısı..

ama barışçığın.. benim sürmelimimin de aynı saygıyı yaşadığını gördüm..
hatta bir tv kanalında..
anne babası ne durumda deyince..
naklen yayın spikeri..
bu durumda.. onlara mikrofon uzatmaya elimiz.. soru sormaya dilimiz varmıyor.. dediğine şahit oldum..
ya..
işte budur..o çocuğun insanlara verdiği dedim..
sevgi.. diye diye..
insanlara insana saygıyı yeniden hatırlattı..
nasıl üzgünüm.. bilemezsin..