10.07.2007

GÖRÜŞ MESELESİ VE YILDÖNÜMÜ..


Aslında "kökten Atatürkçü"
ve laik cumhuriyet savunucusu bi insan olmama rağmen,
sık sık Ahmet Hakan,
Nazlı Ilıcak,
Mehmet Barlas vs gibi kişiliklerin konuşmalarını dinler,
katıldıkları tartışma programlarını izler,
yazdıklarını okurum.

Bendeki "kendine işkence etme" sapkınlığı mı diye çok düşündüm,
ama sonunda bunun bana bütün "yetişme dönemim" boyunca işlenmiş,
analitik ve bilimsel düşünme tarzının etkileriyle,
her görüşü iyice dinleyip,
ne dediklerini bildikten sonra yanlarında veya karşılarında yer alma tezinin,
derimin altına kazınmış sonuçları olduğuna karar verdim.

Kendine bir parça acı çektirme pahasına da olsa,
karşı görüşten insanları da takip etmenin,
kendi düşünce sistemini geliştirme açısından her zaman faydalı olduğunu düşünüyorum.
( bu aktiviteler gerginlik ya da diş sıkma gibi durumlara yol açmıyor mu bünyede?
açıyor )

Geçtiğimiz günlerde yine böyle bir,
"ne demişler bakalım" ritüelim sırasında
Ahmet Hakan’ ın bir yazısına denk geldim.
Kendi kafasında hangi ünlülerin hangi partiye oy vereceğini hesaplamış
ve yazısının bir bölümünü de buna ayırmış.

Mesela Hülya Avşar için diyor ki:
“Hem biricik arkadaşı CHP' li Zeynep Damla Gürel' in hayli arka sıralardan aday gösterilmesine bir tepki olsun diye,
hem de ‘Kaya ile aynı partiye oy veriyoruz!
Gördünüz mü biz ne medeni insanlarız' şeklinde bir propaganda ortaya çıksın diye oyunu AKP' ye vereceğinden neredeyse emin gibiyim."

Gülben Ergen için de şunu söylüyor:
"Eğer Erdoğan Ailesi’ ne gelin gitmeseydi,
oyunu Cem Uzan' a bile verecek denli bilinç yoksunu bir görüntü çizebilirdi"

Benim takıldığım Çelik için yazdığı şu cümle:
"Bence işin bu kısmında herhangi bir partiden söz etmek yerine, hep birlikte ayağa kalkıp 10. Yıl Marşı'nı söylememiz daha uygun olur."

Evet ya!
Ve de yazık ya!
Küstah konuşma tarzı nedeniyle hiç sevmediğim,
şarkılarında,
sesli harfle biten her sözcüğü "üğeeğe ağağaa"
diye korkunç itici bir şekilde uzattığı için müziğinden de nokta kadar hazzetmediğim Çelik’ in,
tek bir noktada hakkını teslim etmek gerekir ki o da Atatürkçülüğüdür.
Hoş,
sonradan öldürülen,
"kainatın efendisi "namlı tarikat şeysi benzeri adamla olan bağlantısı,
kafalarda soru işareti bırakmıştır ama,
yine de bu son 10 yılın "apolitize popçu" furyası içinde,
siyasi birkaç kelam eden
ve Atatürkçü olduğunu belirten ilk popçu da odur.
Ve talihsizliğine bakın ki,
10. yıl marşı Kenan Doğulu’ ya nasip olmuştur.
Sen kalk,
sıfırdan "yücetürk" filan diye gıcır gıcır marşlar üret,
elin Kenan’ ı gidip herkesin bilip de yıllardır söylemediği
10. yıl marşını süper bir coverla cilalasın
ve pastadan en büyük payı kapsın.
Cumhuriyet Mitinglerinde bile onun versiyonu çalınsın,
herkes artık bu halini bir "simge şarkı" olarak algılasın.
Acırım,
acırım da bu konuda Çelik’ e acırım.


Bu arada dün "kutlu 9 Temmuz" du,
Sefkilimle bizim "çıkmaya başlama yıldönümümüz" yani.
İşyerime çiçek geldi :)
Sarı- beyaz papatyalar göndermiş,
ben papatyayı güllerden de,
diğer bütün çiçeklerden de daha fazla sevdiğim için.
Bir de beğendiğim bi Nike çanta vardı onu almış bana.
İkisine de çok sevindim tabii.
Ben hediyemi daha alamadım ama alıcam.
Her ne kadar ne alacağımı bilmiyor olsam da :)

İş günü olduğundan ve iş çıkışı buluştuğumuzdan
ne öyle çok acayip atraksiyonlar yapabildik,
ne de çok romantik bi moda girebildik.
Yorgun argın bi haftaiçi akşamıydı işte.
Leb-i Derya’ da yemek yedik.
Ben başağrım için ilaç aldığımdan şarap bile içemedik.
Leb-i Derya’ nın muhteşem manzarasıyla yetindik.
Kalkınca yarım saat – 1 saat kadar Starbucks’ ta oturduk.
Sonra da sen evine ben evime işte.
Sevgililer Günü’ nde de böyle olmuştu.
Romantik olacağımızı umduğum bi gün haftaiçine
veya bizim o modda olmadığımız bi güne gelince uyuz oluyorum.
İstediğim gibi geçmiyor.
Ve mutsuz oluyorum.

ama önemli olan bizim yaşadığımız yılların güzelliği.
di mi?

1 yorum:

atalet dedi ki...

giriş bölümünü.. saygıyla okudum..
benzer tepki ve duygular paylaştım..

10. yıl marşının bu hali..
iyi bir toparlayıcı oldu kitlelere..
iyi akıl edildi..
düşünürsek zaten kavırlanabilecek tek marşımızdı..
marşı söyleyenlerin sandık başı tutumunu..
hep beraber göreceğiz..
23 temm kader günümüz..

hehe..
tecrübe ile sabittir..
her günden bi özel gün yaratılabilir..
=P