26.07.2007

BUGÜN...


merhaba,
yine kısa bir yazıyla geçeceğim.
bugün çok yoruldum,
çünkü tatilimin ortasında işe gitmek zorunda kaldım.

kaçtım,
kaçacağım,
kaçıyorum derken,
ben işten çıkana kadar saat 3 oldu.
bir problem çıkacak
ve tekrar çağıracaklar diye ödüm kopuyor.
çünkü tatil ortasında mesai hiç çekilmiyor.
ya da zamanını bölmek insanın hiç hoşuna gitmiyor.

15 gibi kaçıp sevgilimle buluştum ama,
genelde zamanımız benim uyuklamamla geçti.
neyse ki sonlara doğru toparlanıp
kendisini siyasi fikirlerimle boğmayı başardım.

hoş,
bu aralar ne siyasetle ilgili bir şey seyretmek istiyorum,
ne de daha fazla fikir belirtmek.
çünkü bir şey de-ğiş-mi-yor.

çok kızsam da artık ben de "bana ne?" diyenlere katılmaya başladım,
çünkü herkes hak ettiği gibi yönetiliyor,
ben de toplumun çoğunluğunun seçtiğine tabi olmak zorunda kalıyorum.
bu da iç sıkıcı ve iğrenç bir şey.

"bakın yapmayın, etmeyin" demelerim de,
atmosferde boş boş yankılanmaktan başka bir işe yaramıyor.
insanlar ısrarla gözünün önündeki gerçeği anlamıyor.
ya zekası yetmediğinden,
ya da böylesi işine geldiğinden..

sebep her neyse,
ben boşuna yorulmalarımdan sıkılmaya başladım..

ama bu doğruyu görmek istemeyip,
ısrarla kendi yollarında devam eden insanlar yüzünden,
doğduğumdan beri hiç rahat bir gün görmedim.
hiçbir gün "ya ne kadar ileri, öncü, müreffeh bir ülkede yaşıyorum" demedim.
kendimi bildim bileli hep ülke gündeminde
ekonomik sıkıntılar,
eğitim sorunları,
sağlık sorunları,
teknoloji ve bilişimle ilgili her alanda eksiklikler,
hep dünyayı geriden takip etme,
hep bir dışlanma duygusu,
ne sineması adam yerine konur,
ne başka yapıtları önemsenir,
iyi şeyler de çıkartsak kimseye beğendiremeyiz,
hep bi "kıro ülke" imajı,
artı terör sorunu,
artı sürekli parçalanma ve/veya işgal edilme tehdidi,
hep bir yabancı devletlerin kuklası olma durumu.

bıktım.
bık-tım.
çünkü insanlar bu hallerinden memnun.
bu,
durumu kaotikleştiriyor.
senin kurtarmaya çalıştığın ülke
kurtarılmak istemiyor,
kurtulması gereken bir durumda olduğunu kabullenmiyor.
sen "öğreten adam" olduğunla kalıyorsun.
paranoyak yaftası yiyip oturuyorsun.

gitmeyi istiyorum ben yine...




2 yorum:

alpernatif dedi ki...

Geçen gün cevap yazamadım,özür
Ne olursa olsun,pes etmek yok
Kimi neyden kurtarmaya çalışıyoruz diye bazen benim de aklıma geliyor,doğru
Ama,bizim işimiz birilerini kurtarmak değil
Birilerine doğruyu göstermek
Herkesin doğrusu kendine de değil bu sefer ki
Bizim söylediğimiz doğru işte kardeşim,biliyorum(z)

atalet dedi ki...

dünki ece temelkuran.. pazartesinin mine kırıkkanat yazılarını bulup okuyorsun..
kadınların anlayış açıklı ve cesaretini farkedip yeniden ümit doluyorsun..
bak ataletim demişti dersin.. iyi gelecek sana.. söz..
ayrıcaa...
bir siviş örgüt bulup.. içinde yerleşiyorsun.. ve çalışıyorsun..
ben hiçbirşey yapmayanlardandım dememek içinnn...
veee.. bi de.. dedikodu yapıpı ööle gideyim..
sen anlatırken.. anlatmaya çalışırken..
insanların yüzünde.. maskesel bir ifade yerleşiyor değil mi..
evet ben de farkettim..
dün bizim psikoloğun günüydü..
dedi ki..
insanlar bu morgıclar.. iş kredileri.. kobiler filan ööle uzun vade borç altındalar ki..
ekonomi kıpraşmasın diye.. verdiler.. uzak geleceğini düşünmeyen..
çatısı başına cehennem mi olacak düşünmeyenler..

bi de.. 23. pazartesi.. aydın ziraat bankada para yokmuş.. belki kaybederler diye .. sıkıntı olsun diye.. diyordu bunu yazan..
paranoyak mıyız bilmem..
ama şu lemonde da yayınlandığı iddia edilen yazı..
ve diğerleri..
ya biz paranoyakız..
ya onlar saf..
ben dedim ki..
sonuçlar açıklandığında..
yabancı ülkede ekspatrye olsam
toplumuma bu kadar yabancı hissetmezdim kendimi herhalde..