6.10.2007

YAŞAMSAL DURUMLAR...


bazı şeylerin çok iyi hazırlanmış olması,
onların üzerine hemen atlamamızı gerektirmez..
( bu, içine bütün fındıklar yerleştirilmiş sütlü bir çikolata olsa bile )

lakin " kar - zarar " hesabı yapıcam derken toptan yıpranabilir bünye..

birtakım kararlarda çok yormamak gerek kendisini..
tabi siz bilirsiniz, ama ben söylemiş olayım yine de..

hayat tekdüze, bu aralar yoğun ve sıkıcı..

işyeri yeni bir yapılanma içinde..
bu da ek bir iş yükü + bu yeni yapılanma içinde benim yerim ne olacak stresi getiriyor haliyle..
insanın hem her sabah tekrar gidip sahip olmaktan nefret ettiği
hem de kaybetmekten ölesiye korktuğu tek şey nedir diye sorarsanız,
işidir derim ben size!

ofise yeni bir müdür geldi..

eskisi de yerli yerinde..f
azladan 1 kişiye daha anlatılacaklar var şimdi de..
hayat da zaten tam da böyle bir şey işte..
koyu takım elbiseler giymiş adamlar,
karanlık kapılar ardına saklanıp sizin hakkınızda kararlar alırlar,
sizi yaftalarlar,
sonuçta da verdikleri yargıyı suratınıza karşı öylece okurlar.
siz yıkıldığınızla kalırsınız..

hayatımın genel durumu:yaşamın olağan stresleri + yukarıdaki hikayeler anlayacağınız..
dakika itibariyle tek mutluluğum,

günün cuma,saatin de gecenin 00:53' ü olması..
kısacası haftasonunun başlamasına az kaldı..
hoş, sabah ben yine işe gideceğim ama,
öğleden sonra kaçarım diye düşünüyorum açıkçası
( en azından umuyorum diyelim )

sevgili "çekim yasasından" şu an için tek dileğim,

kuraklaşmış içimde yeşerttiğim şu minicik "haftasonu geldi" mutluluğunu,
yaşanacak türlü olumsuzluklar vasıtasıyla türlü mutsuzluklarla çarpıp,
mideme bir yumruk gibi indirmemesidir..

galiba onu da,pazartesi göreceğiz..





Hiç yorum yok: