1.06.2007

ÇEKİM YASASI...


hayatta benden beklenenler,
hep elimden gelmeyecek şeylerdir,
onu bilir onu söylerim.

yapabileceğim şeyleri,
zaten halihazırda yapıyor olduğumdan,
yaptığım "iyilikler" çoktan "görevim" gibi görülmeye başlandığından,
geriye kala kala benim yapamayacaklarım kalmıştır çünkü,
ki ben hayatta en çok buna içerlerim.

şimdi efendim kimse bana kalkıp da,
"içimdeki güçten" filan söz etmeye kalkmasın,
fena tepelerim.
zamanında ben de kendimi çok kaptırmıştım,
herşey benim elimdedir de,
olumlu düşünürsem şunlar şunlar olur da!
ne Savaşçı’ lar kaldı,
ne Carlos Castenada serileri,
ne "sınırsız güç" benzeri NLP pompalamaları,
"Tao Sessizdir" ler,
"bir çift yürek" ler,
Shirley McLaine’ in İçimdeki Yolculuk’ undan tutun da,
Doğan Cüceloğlu’ nun yazdıklarına da kadar,
elimden ne kitaplar gelip geçti.
Bu aralar da başımıza "the secret" denen bir illet sardılar,
Türkçesi "sır"
En yakın arkadaşım dahil,
cümle İstanbul ahalisinin elinde.
Ben kitabı "best seller" listelerinde filan gördükçe,
"ben geçtim o yollardan" bakışı fırlatmakla yetiniyorum.
Ama birisi kalkıp bana "çekim yasası" filan anlatınca,
üzerine atlayıp
"ne diyon sen hacıı?" dememek için kendimi zor tutuyorum.
( ki bu bi hanıma yakışmayacak çok ayıp bir davranıştır,
dikkatinizi çekerim. )

kısacası,
hayatındaki problemlerin sebebi aslında sensin,
sen kendine ne kadar değer biçersen,
hayat sana o kadarını verir laflarını,
bi zahmet geçiniz.
geriye,
benim hayatımı istediğim gibi düzenleyememem gerçeği kalıyor.
örneğin bir süredir,
kafama taktığım bir sağlık problemiyle cebelleşmekteyim
ve hayatımın hiçbir döneminde evrene,
"ah bir hasta olsam" diye sinyaller göndermedim.
bu sağlık sorununu yenmek için,
içimdeki güce güvendim diyelim.

dün akşamüstü,
rezilliğin suyunun çıkmasını da,
ben mi istedim?
size bir süredir bahsettiğim,
"manyak sapık"
artık "işe gitme güzergahımda" beklemekten vazgeçti,
dün oturduğum semte kadar teşrif etti!
lafın özü,
beni takip etmiş veya ettirmiş,
yaşadığım yeri öğrenmişti.
ben tabii kendisini "yaşam alanımda" görmenin şokuyla,
üzerine doğru koşarak saldırmaya kalktım.
o yolun karşısına geçti
ve bi anda gözden kaybolabildi.
esnafın da yardımıyla,
yoldan geçen bir polis otosunu çevirdim,
birlikte çevrede gezerek "sapık aradık"
bu arada ben durumu kendilerine naklettim.
benim mutlaka savcılığa şikayette bulunmamı tavsiye ettiler
ancak yakalanırsa,
en fazla bir gece yatıp çıkacağını da eklediler.
sapığı bulamadan elimiz boş döndük,
sağolsunlar beni eve kadar bıraktılar.
ama o kadar.
ondan sonrası bana kaldı.

şimdi,
beni sürekli işe götürüp getirecek biri yok.
birkaç gün sevgilim vs yanımda biri gidip gelse de,
herkes çalıştığı ya da okuduğu için,
kimsenin kendini sürekli bana göre ayarlayabilme gibi bir durumu yok.
artı,
adam evimi öğrendiğinden,
olay sadece işe gidip gelirken yolunu değiştirmekle,
ya da yanında birini bulundurmakla çözülmeyecek halde.
işyerini zaten biliyor.
ve onu her korkutuşumda,
benden asla vazgeçmeyeceğini,
ısrarla tekrarlıyor.
kısacası,
ben hiç tanımadığım,
bana kendi kendine kafayı takmış biri yüzünden,
ya işimi ve evimi değiştireceğim
ya da "ömürboyu" bu işkenceyi çekeceğim.
bu "ömürboyu" dediğimiz kavramın da,
ne kadar uzun olacağı belirsiz.
kendisi,
umudunu tamamen yitirdiği bi anda çekip vurabilir bile beni.
( daha dün gazetede gördüm,
umutsuz aşık,
eve giderken kızı vurdu diye )

bu adam dayak da yese,
polisler bunu bi gece içeri de tıksa,
yaraları iyileşince tekrar gelecek.
ve belki sonunda işi bana kötü bir şey yapmaya kadar götürecek.
ve "çekim yasasına" bakılırsa,
bunları ben istiyorum.

o zaman bi zahmet,
bu işlerle uğraşanlar varsa aranızda,
toplanıp benim için,
"likelife tez vakitte iyileşsin,
peşinden sapığı ayrılsın,
sevgilisiyle ilişkisi iyi gitsin,
iş hayatı yolunda gitsin" diye harekete geçin.
farkındaysanız,
sadece "hayatımı normalleştirmek" benim istediğim.
yani bana lotodan para çıkarın,
yok bi hafta içinde ferrarim artı havuzlu villam olsun filan demiyorum.
sadece yolunda,
düzgün bi hayat istiyorum.

yani isteğim gayet mütevazi.
şu çekim yasasını benim için çalıştırın hadi..

2 yorum:

safakk1 dedi ki...

hımm..sakat günlere uyanıp uyuyomuşsun bu ara sahiden..
hadi sevdicekle düzelme ,,iş yerinde beklediğin huzur
ve umarım hastalıkta bi zaman sonra geçerek yoluna girecektir muhtemelen ama
bu sapık eleman sakatmış..fazlasıyla uyuz olunası sahiden
ve kanımca uygulama caydırıcı olmasada savcılığa başvurman faydalı
bu konu makaraya açık değil..tedirgin edici fazlasıyla
.....yazının ilk bölümündeki npl ve kişisel ağitim kitapları
new age öğretilerin dayanılmaz çekiciliğine gelince : )
kanımca bencede yeni teknik kaz yolma gibi geliyo bana da : )
ki toplu yolum gibi bu : )genele yayılan bi dalgayla pompalanan bi akım var
birinin modası geçince bi benzeri sunuluyo farklı şekilde..
haa külliyen hikayedir,yalandır dolandır demiyorum dikkat edersen
kulağımın üzerine yattım bekliyorum şu an
bakalım sana bi güselliği bi yansıması olursa
yaptığın çağrının : )) anında bi numaralı savunucusu olup
bayrağını taşırım ben bunların : ))
yaparım hiç çekinmem "sevgili çekim yasası çek beni"
isimli şiiri bile hazır kafamda o derece : )).
/hayır ben mütevazi değilim sen gibi de,,
yani loto,,havuzlu villa ve ötesine talibim
ferraride ısrarlı değilim sadece/
neyse,duası yada dileği pek kabul olunan bi evliya kişilik değilim ama : )
umarım zor zamanların arasından hızlı adımlarla sıyrılırsın
ve özlediğin ritmine döner hayat yeniden...
arızalı hayrana karşı dikkati elden bırakma olur mu..

atalet dedi ki...

hırsız filmini izle sen bu hafta sonu..
bir de..
şu sapığı görmemezlikten gelsen mi..
yok öyle biri der gibi..
sırı okumadım..
sırrı kalmadı..
ama sen diyorsan eğer..
çekim yasasına hemen katkıda bulunmaya başlayacağım..
bir de pozitif düşün..
aklına bile getirme.. sapıkla ilgili saldırgan düşünceleri..
bugün güzel olacak de..
sapık olmayacak deme..
ya ?? hiç deme..
negatif olmasın dileğin..
hep sevdiklerimi göreyim de mesela..
hep görünce memnun olduklarımı göreyim de..

takıp uygulayanların bir zarar gördüğüne tanık olmadım.. =)
sevgiyle ol..
keyifle ol.. =)