25.03.2013

Grinin Tonları


merhabalar,

bugün direkt konuya girmek istiyorum.
bu aralar Gri'nin Elli Tonu serisini okuyorum.

2. kitabı bitti 3. kitaba başladım.
aslında seriyle ilgili sinir olduğum bir sürü şey var,

ama başlayınca kolay bırakamama hastalığım olduğu için merak ettim bir kere.

beni bu seriyi okumak için en baştan etkileyen şey filminin çekilecek olmasıydı.
herkes konuşurken konuyu bilmemek beni o kadar rahatsız etti ki,
sonunda dayanamadım başladım.
şimdi de hikayenin tamamını bilme isteğimin peşindeyim.

kitabı okumadan önce öyle bir fikre sahip olmuştum ki,
ben okurken kendimden bile utanacağım filan diye korkuyordum.
yazarın anlattığı bazı sahneler evet cinsel içerikli,

fakat öncesinde korkutulduğum gibi çıkmadı.
kitabın kapağında bile "dikkat yetişkinler içindir" yazınca ben okunmaz bir şeyle karşılacağımı sandım.
evet olaylar detaylı anlatılıyor

ve tabii ki "yetişkin" içeriğe sahip bir kitap.
ama benim okuduğum bir çok "normal" kitapta bundan beter sahneler vardı.
kapağında uyarı filan da bulunmadan üstelik!
bunun tek farkı bu bölümlere 20 sayfada bir falan yer vermesi,

yani çok sık bu konunun konuşulmasının insanı irrite etmesi.

neyse geliyorum beni asıl ve en çok rahatsız eden duruma:
bu kitap bildiğin Twilight!
daha doğrusu onun yetişkin versiyonu!
sakar, doğrucu, fazla süsle püsle işi olmayan, sürprizleri sevmeyen, zenginliğe mesafeli duran, tecrübesiz, kendini sıradan bulan kız tiplemesi,
bildiğimiz Bella!
yemin ederim bir ara Ana'yı okurken gözümde Bella canlanmaya başladı.
Bella üniversiteyi bitirmiş karşısına da vampir yerine Christian çıkmış!

Christian desen Edward'ın insan versiyonu:
aşırı zengin, aşırı yakışıklı, piyano çalar, uçak kullanır, Fransızca konuşur, dünyayı gezmiştir.
ama kendini sevilmeye layık görmez.
sonunda gidip sıradan bir kıza aşık olur,

ama ona yakın olmasının kıza zarar vereceğini düşünerek,
bir müddet kızdan uzak durmaya çalışır.
( evet acı çeken vampirimiz Edward'dan başkası değil )
bu arada da Bella, pardon Ana, "ben onun için çok sıradanım zaten, o muhteşem, neden bana baksın ki?" triplerine girer.

yani olay örgüsünün temeli:
kız sıradan, orta halli,
erkek zengin müthiş özelliklere sahip ama kendisini sevilmez kıldığını düşündüğü karanlık yanları var.

haaa bu arada Jose karakteri de esmerliği, farklı milletten olması vs ile bildiğimiz Jacob.

bir de şu sürekli tekrar eden, birbirinin aynı laflar:
gözlerimi devirdim, dudaklarımı ısırdım-ısırma dedi, parmaklarıma baktım, içimdeki tanrıça şöyle yaptı.
bunlardan herhangi birinin geçmediği tek bir sayfa yok.
ha bir de vücut şampuanı-Christian kokusu.

yeter be! diye kitabı elimden atacağım ama atamıyorum işte :))
zaten Twilight'ı da "filmi çıkan süper bir kitap varmış" diye zorla okumuştum.
şimdi de "filmi çıkacak" diye buna sardım.

son olarak filmde oynaması düşünülen insanlardan bahsedip gideyim:
1-) Henry Cavill
2-) Matt Bomer
3-) İan Somerhalder

bunlardan birinin Grey'i oynama olasılığı çok yüksekmiş.
ben bu role en iyi giden Henry Cavill olur diyorum.
ve kaçıyorum.



Hiç yorum yok: