1.08.2012

son olanlar..


merhabalar herkese.
sık sık gelip kısa kısa yazma kararımı uygulayacağım bundan böyle.

ama arayı kapatmak için önce arada olanlar:
geçtiğimiz günlerde aile sponsorluğunda 1 hafta Bodrum'a gittik.
tatil gibi eğlenceli bir şeyi yaparken bile zorlandım.
önce yolda ağlamaya başladım,
ben bu kadar uzun yola niye çıktım salak gibi,
şimdi nasıl gideceğim o kadar yolu diye.

ilk plan Assos'tu çünkü.
yakındı, gidilebilirdi.
ama ben Bodrum'u özlediğim için ite kaka oraya çevirdim olayı.

yola koyulunca da korktu gözüm.

neyse yastıklarla filan gittim bir şekilde.
ama yazın en sıcak günlerinde gitmişiz,
ortalama sıcaklık 47-48 derece.
güneşe zaten çıkamıyorum da,
20 koruma sürüp gölgede oturduğum halde bayılacak gibi hissediyorum kendimi.
( buna rağmen dönüşte güneş alerjisi olmayı da başardım, duvar beyazı olduğumdan )

bir tarafan da sevdicek 1 yıldır bu izni bekliyor zehir etmeyeyim diyorum.
denize girdiğim dakikalardaki güneşe maruz kalma anları bile başımı döndürüyor.
normalde bir girişte 1 saat denizden çıkmayan ben,
ıslanıp çıkıyorum hemen,
açılamıyorum,
denizde fenalaşırsan ve çok açılmış olursak belki çıkartamam ikimizi birden kıyıya diyo çünkü sevdicek.
ite kaka geçiyor yani denize girmeler.

1 kere tekneye çıktık.
durduğumuz yerlerden birinde 1-2 kez dalıp çıkınca fenalaşır gibi oldum,
teknede sırt üstü yattım bir süre geçti.
döndük.
akşamında yemek yerken bir baş dönmesi başladı,
daha 2 lokma aldığım yemeğimi bırakıp ağlaya zırlaya odaya koştum.

odada sevdiceğe bi ambulans çağır diyorum bi vazgeçiyorum.
hastahaneye gitmek istemiyorum bu bir.
gidersem Ortakent'te Acıbadem açılmış oraya güveniyorum,
ama Türkbükü'nde kalıyoruz,
Ortakent-Türkbükü arası epey bozuk ve virajlı bi 30-40 km yol var.
o haldeyken bana işkence.
ambulansla bile gitsem dayanamam gibi geliyor.

sonunda odaya tost falan söyleyip zar zor onu yiyip uyudum.
sabah 6 gibi uyandım hala başım dönüyordu.
en son 10-11 gibi "eh işte" denecek duruma gelince zar zor devam ettim tatile.

ama her arabaya binişim her denize girişim öncesinde ya da yapacağım herhangi bir şeyden önce hep düşünüp tartmam gerekiyor orada da burada da.
bu haldeyken nasıl çalışıp hayata döneceğim hiç bir fikrim yok.
dönemezsem bu ev de dönmeyecek artık.

daha önce yazmış mıydım bilmiyorum,
yeğen de bekliyoruz şu sıra.
14 ya da 18 Ağustos demiş doktor ama her an gelebilir artık.
inşallah sağlıklı doğar,
inşallah ben de onunla ilgilenirken biraz dertlerimi unuturum diyorum ama bilmiyorum.
bir de benim için kendi teyzem çok önemli.
ben de eğer sağlıklı olursam ve uzun yaşarsam onun hayatında çok önemli olmak istiyorum.

yani büyüdüğünde filan,
ne bileyim diyelim çok kötü bir şey yaptı,
tüm dünya ona sırtını da dönse onu her zaman her haliyle nolursa olsun kolları açık bekleyen,
çatlak ve herşeyini kabul etmeye hazır bi teyzesi olduğunun güvenini hissetsin istiyorum içinde.
yani hep "nolursa olsun teyzem var benim" desin.

doğar doğmaz hissettirmeye çalışacağım içimdeki bu sevgi ve kabullenmeyi ona.
bana çok alışssın,
biraz büyüyüp konuşmaya başlayınca, bir kaç gün bensiz kalsa " teyzeme götürün beni" diye tuttursun istiyorum.
ben ağlardım çünkü teyze teyze diye küçükken.

işte bir yanda saçma sapan hayaller.
bir yanda sağlıkla ilgili haller.

1 yıldan fazla oldu ben hep karanlıkta yürüyorum.


1 yorum:

atalet-buduar dedi ki...

pşşt hayat gibi..
artık bu konuyu unut diyorum..
ya da o güzel başını al gel bana diyorum..
at bana bir mail.. ataletblog@hotmail.com'a..

bak ben senin gibi ameliyat olmuş hastaların sonraki halleriyle ilgileniyorum hep.. blog yazmadığım zamanlarda.ç.
kuzumsun.. dostumsun gel bana birgöreyim durumu belki de kolayca atlatacaksındır bu nekahati bir yardımım olur belki.. hem ben ctesileri de çalışıyorum sevdicek getirsin seni..

beecikde teyzesinin kucağında hop hop hoplayabilsin..

atalet..